MİRAÇ
Kur'an'ın hiçbir yerinde herhangi bir insanın Allah' ın yanına yükseldiği, O'nunla konuştuğu, din buyrukla rı hususunda O'nunla pazarlığa girdiği, O'ndan: "Ben sana aşıkım, sen olmasan varlıkları yarat mazdım..." şeklinde methiyeler dinlediği yolunda de ğil bir beyan, bir işaret bile yoktur.
Ne yazık ki, Yahudi-Hristiyan mitolojisinden İs lam'a aktarılan Miraç hikâyesi (veya hikâyeleri), tüm bu Kur'an dışı kabulleri içermektedir.
Bu kabuller, bazı surelerdeki (özellikle Necm ve İsra Sureleri) Cebrail'e giden zamirleri teviller yapıp Allah'a göndererek veya ayetleri mitolojiye uydurarak desteklenmektedir. Tümü anlam kaydırması veya tah riftir.
Kur'an'da bir İsra olayı vardır. İsra, aynı adı taşıyan surenin ilk ayetinde de gösterildiği gibi, "gece yürüyüşü veya gece yürütmek" demektir. Ayetin beyanına göre, Hz. Peygamber, bir gece Mescid-i haram'dan Mescid-i Aksa'ya yürütülmüştür. Bu yürü tmenin beden ve ruh beraberliğinde mi, yoksa sadece ruhen mi olduğu ayette açıklanmamıştır. Hz. Peygamber'in Mescid-i Aksa'dan göklere yükseltildiğine ilişkin hiçbir söz ve işaret yoktur. Böyle bir şey, zaten Kur'an'ın sünnetullah dediği varlık yasalarına aykıdır. İş bununla da kalmaz: İsra olayındaki yürütm nin ruh ve beden beraberliğinde olduğunu kabul etmeyen, böyle diyenleri yalancılık ve iftiracılıkla suçlayan büyük sahabîler vardır. Bunların başında fakıh sahabî Hz. Âişe gelmektedir Hz. Âişe, "Peygamberimiz Miraç gecesi rabbini gördü onunla konuştu..."vs. türünden sözler söyleyenlere şiddetle karşı çıkmış ve şunları söylemiştir: "Bu sözleri duyunca tüylerim ürperiyor, bunları nasıl söyleyebiliyorlar. Bunları söyleyenler Allah'a da Peygamber'e de iftira etmiş olurlar. Allah hiç bir beşere görünmez, hiçbir beşerle konuşmaz." Hz. Âişe bununla da yetinmemiş, şunu da eklemiştir"O gece Hz. Peygamber yatağından hiç ayrılmadı, ayrılsaydı ben görürdüm. Rabbi onu o âlemlerde ruhen dolaştırdı."Kur'an'ı dikkatle okuyanlar görürler ki Hz. Âişe'nin bu sözleri ve tavrı Kur'an'ın beyanlarına ve ruhuna en uygun olanıdır.
Bizim Kur'an'dan beslenen düşüncemiz ve inancımız şudur: Hz. Peygamber, bir îsra mucizesiyle lü- tuflandırılıp bir gece Mekke'deki Mescid-i Haram'dan Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürülmüştür. Bu götürülmenin beden ve ruh beraberliğinde mi, sadece ruhen mi olduğu meselesi bizim bilgi sınırlarımızın dışındadır. Biz bu noktada durmayı yeğleriz. Hz. Peygamber m göklere çıkarıldığı, Allah ile görüştüğü, Al lah'ın ona iltifatlar ettiği, namazın uzun bir pazarlıkla farz kılındığı yolundaki rivayetlerin tümünü Kur'an'a, dine, ulûhiyet ve nübüvvetin şanına aykırı buluruz. Hz. Resul'ün Cenabı Hakk'ın tecellilerine ruhen muhatap olmasına gelince o bir kerelik değildir. Resul bu tecellilerin her an muhatabıdır. O muhatap olmanın nasıllığı ise bize anlatamamıştır. O halde biz o noktada da dururuz; kafamızdan veya û söylemlerinden yararlanıp senaryolar oluşturmayız.
Yahudi-Hristiyan mitolojisinden aktarılan kabullerle Kur'an'daki İsra olayının kaynaştırılmasından doğan sapmalar Hz. Muhammed'in û elçisi niteliklerine ters düşen birçok bid'at ve hurafe barındırmaktadır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
BİD'ATLAR, HURAFELER
* Hz. Peygamber'in bedeniyle göklere
çıktığına inanmak:
Kur'an'a açıkça ters olan bu kabul ile ilgili açıklamayı biraz önce yapmıştık.
* Peygamber'in göklere Burak denen bir
binitle yükseldiğine inanmak:
Bu Burak anlatımı, eski Hint ve Yunan mitolojilerindeki göğe yükselme anlatımlarının tıpa tıp aynısıdır. Burak uydurması tüm hadisçilerin "zayıf, Ahmed b. Hanbel'in "metruk" (terk edil mesi gereken) dediği çok uzun bir uydurma ile anlatılır, anlatım, tevhidin o saf ve berrak dünyasından çok, Yunan panteonunun yedek ilahlarına ilişkin hi kâyeleri anımsatan putçu motiflerle doludur. Orada Hz. Peygamber'in karşılaştığı nebilerden biri olan Hz. Mu-sa'nın, hâşâ, rabbine öfkelenmiş bir halde hiddetle bağı rıp çağırdığı söylenmektedir. Orada, binilen Burak'ı Beyt-i Makdis'te peygamberlerin bağlandığı bir direğe bağladıkları anlatılır... Tüm bunlar, Kur'an'ın ulûhiyet ve nübüvvet anlayışına taban tabana zıt mitolojilerdir (Bu uzun uydurma için bk. Elbânî; Zaîfa, 4/281-283)
* Namazın Miraç gecesi Allah-Muhammed-Mûsa üçlüsünün uzun bir pazarlığı sonucu farz edildiğine inanmak:
Bu anlatıma göre, namaz Miraç gecesi farz edilmiş ama bu 50 vakit imiş. Farzı öğrenen Hz. Muhammed dünyaya dönerken yoluna çıkan Hz. Musa ona: "Sen ümmetinin ne olduğunu iyi bilmezsin, rabbine geri dön, bu namazın indirilmesini iste, senin ümmetin buna dayanamaz!" demiş ve Hz. Peygamber de geri dönüp 50 vaktin bir miktarını indirtmiş. Sonra geri gelirken yine Musa ile karşılaşmış, o da ona yine "Geri dön, yine indirt, bu da fazla!" demiş, o da tekrar geri dönüp Allah ile pazarlık etmiş... Musa Peygamber'in bu uyarısıyla gidip gelme birkaç kez tekrarlanmış ve nihayet namaz 5 vakte indirilmiş. Musa "Bu da fazla" demişse de Hz. Peygamber: "Yok, bundan fazla indirim istemekten utanırım, burada kalsın!" demiş... Bu rivayetleri tevhit dinine uygun görmekten Allah a sığınırız!
Kaldı ki namaz, Miraç denen mitolojiden önce farz edilmişti ve uzun zamandır inakta idi. "Namaz kılın!" emri, iniş sırasıyla ü çüncü sure olan Müzzemmil Suresi'nde yer almıştır. İsra olayını (tahrif edilmiş şekliyle Miraç denen olay ) anlatan surelerin birincisi olan İsra, iniş sırasıyla 17. sure, Necm ise 23. suredir. Kur'an'ın üçüncü suresinde emredilen bir farz ibadeti, 17 ve 23. surelerin tevili ile yaratılan bir pazarlığa dayandırmak hayret verici bir cürettir.
* Bakara Suresi'nin son iki ayetiyle namazlarda okunan Ettahiyyâtü... yakarışının bir kısmının Mirac'da vasıtasız bir şekilde vahyedildiğini söylemek:
Bu iddia, Kur'an'ın vahiyle ilgili beyanlarına aykırıdır. Vahyin nasıllığını gündeme getiren temel ayetler Şûra Suresi'nin 51-52. ayetleridir. Bu ayetler, Allah'ın herhangi bir insanla bir vasıta olmadan asla konuşmadığını, konuşmayacağnı hükme bağlamaktadır. 52. ayet, Hz. Peygamber'e vahyin de "aynen bu şekilde" olduğunu beyan etmektedir.
Bu Kur'an ayetleri ortada dururken, birtakım rivayetlere dayanarak "Filan surenin filan ayeti ile falanca dua istisnadır." demenin inandırıcı bir yanı olamaz.İkincisi, eğer bu rivayet doğru ise, neden Ettehiyyâ-tü... duasının "Miracda doğrudan vahyedildi" denen kısmı Kur'an'a girmemiştir? Kur'an'da eksik mi var?
Bunların cevabı yoktur, olamaz! Yapılacak tek şey, bu israiliyat uydurmalarını bir kenara bırakıp Kur'an'ın temiz ve nezih dünyasına dönmek ve hurafelerin lekelediği- imanı o dünyada yeniden yıkayıp arıtmaktır.
Miraç mitolojisiyle ilgili uydurmalardan bazı örnekler:"Hz. Peygamber 7. göğe yükseltildiğinde Cebrail ona dedi ki: 'Yavaş ve sessiz ol; rabbin namaz kılıyor.' Peygamber sordu: 'O da namaz kılar mı?' Cebrail dedi: 'Evet, kılar.' Peygamber sordu: 'Peki, ne okuyarak kılar?' Cebrail dedi ki: 'Şunları okuyarak kılar: Cebrail'in ve meleklerin rabbini teşbih ve takdis ederim* rahmetim öfkemi geçmiştir." (Elbânî'nın uydurma demekle yetinmeyip "münker" dediği bu hezeyan için bk. Elbânî; ez-Zaîfa, 3/571) Böyle bir söz, Kur'an'ın mahbatı (iniş yeri) olan bir peygamberin ağzından çıkmış olamaz. Allah Mabûd (ibadet edilen)dur, O'nu âbid (ibadet eden) gösteren beyanlar Kur'an'ın dinine aykırı bühtanlardır.
Kaynak: Prof. Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK'ün İslam Nasıl Yozlaştırıldı kitabından aktarılmıştır.
Çarşamba, Ağustos 31, 2005
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
BAK GÜLÜM EĞER PEYGAMBER ŞİMDİ YAŞASAYDI. ÇOK ADAMIN KAFASINI KESERDİ AMA Y. NÜRÜ.VE BENİ DEĞİL
SAYGILAR
BURAK
YORUMUN İÇİN TEŞEKÜR EDERİM.
ZÜMER SURESİ 22 .DE DERKİ BİLENLE BİLMİYEN BİR OLURMU?
Ayet no öyle hatırlıyorum.
sevgili abdurrahman bence necm suresini yanlis yorumluyorsun, aşağıdaki diyanet meailini tekrar okumanı tavisye ederim. dikkat edersen üstüne basıla basıla görüşmenin hz. cebrail ve hz. muhammbet arasında olduğu ifade ediliyor.
Necm Suresi:
1, 2. Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı.
3. O, nefis arzusu ile konuşmaz.
4. (Size okuduğu) Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir.
5, 6, 7. (Kur?an?ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu.
8. Sonra (ona) yaklaştı derken sarkıp daha da yakın oldu.
9. (Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahut daha az oldu.
10. Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti.
11. Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı.
12. (Şimdi siz) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz?
13. Andolsun ki, o, Cebrail?i bir başka inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü.
14. Sidretü?l Müntehâ?nın yanında.
15. Me?va cenneti onun (Sidre?nin) yanındadır.
16. O zaman Sidre?yi kaplayan kaplamıştı.
17. Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı.
18. Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü.
mirac kandili ile ilgili en guclu ayet Isra suresi 1. ayettir, orada ise Mescidi haram'dan Mescidi aksa'ya olan yolculuk anlatılmaktadır.
Mustafa abi şimdiye kadar miraç gibi veya diğer inanmadığın senin kafanı olaylar hakkında hiç düşünme ihtiyacı hissetmedim ve başkalarının bu konularda ne söylediğini dinleyip düşünmedim, belki yanlış bir şey.. Ama ben şuna inanıyorum Allah bizlere Namaz kılmak, Oruç tutmak, Zengin olanlar için zekat ve hacca gitmeyi emretmiş, ayrıca iyi (bazı dinlerde ve inanışlarda aydınlanmış insan olarak da geçiyor) insan olmak için neler yapmamız gerektiğini söylemiş Peygamber efendimiz gibi çok iyi bir örnek göndermiştir. Ben bunları yapabiliyormuyum ben ona bakarım, onun dışında diyanetçilerin veya adını sanını bilmediğin kişilerin dini konularda ne konuştuğunu hiç dinlemem. Tamam halkımızın cahilliğinden dolayı dinden faydalanarak pek çok kişi halkımız kandırmış kendilerine mevki ve para kazanç elde etmişlerdir, çoğu şeyi kendilerine göre yorumlamışlardır. Ancak bunları konuşuyoruz tamam pek çoğumuz iyi insanlarız ama kaçımız dinimizin esasları olan ibadetleri yerine getiriyoruz. Her neyse ya,abicim saygılar. Benim mesai başlar.
1 kimsenin inançları ile dalga gecmek gibi bir niyetimiz. yok.bunu böyle bilesiniz.
2.Hadislerden örnek veren kardeşimiz.HADİS uzmanlarının.dünyada itikaf etiği tek bir hadis vardır. oda şu peygamerimiz.vefatın dan.önce hasta yatağında söylediği şudur.
(benim ağzımdan çıkmıyanları çıkmış gibi söylüyenlerin vay haline) buhari tirmizi gibi insanların peygamberin vefatından 300. sene sonra yaşadıklarını biliyormusunuz.? işin kolayıda bulunmuş rivayeten? ne rivayeti?kaynak versene.
3. pazarlıkta yok rica yok islam emir dinidir.
ali baba geldi sonra devam ederim.
saygılar.
Yorum Gönder